Alyuvar Hücresi (kırmızı kan hücresi):
Bugünkü konumuz alyuvar yani kırmızı kan hücresiydi.Aramızda kan görmeyen var mı? Kan bilinen bir şeydir. Buradaki herkesin de kanı vardır. Kan, hücrelerden oluşur. Bir insanda yirmi beş trilyon alyuvar bulunur.
Bir milimetre küpte beş milyondan fazla alyuvar vardır ve bir alyuvarın çapı yedi mikrondur.
Bu kan hücresi bir fabrika, üretim merkezi grubunda üretilir. Bu merkezlerin en önemlisi de kemik iliğidir. 
Bir kemikli et satın aldığınızda eti kemikle birlikte pişirirsiniz ve küçük çocuğunuz gelir, kemiğin özünü yemek ister. İşte çocuğunuzun yediği o silindir şeklindeki siyah şey kemik iliğidir. Burada alyuvarlar yani kırmızı kan hücreleri üretiliyor. Bu fabrika bir saniyede iki buçuk milyon hücre üretebiliyor. 
Bu kırmızı kan hücresi 120 gün yaşar, sonra da ölür. Defin töreni dalakta gerçekleşir.
Çünkü dalak alyuvarların mezarlığıdır. Bu hücre her gün kanda 1500 kez dolaşır. Ömrü boyunca 1150 km yol kat eder.
Çapı yedi mikron olan, 120 gün yaşayabilen alyuvar hücresi, hayatı boyunca 1150 km yol kat eder. Dokulara 600 litre oksijen taşır.
Bazen insan elinin uyuştuğunu ya da karıncalandığını hisseder. Bu dokulara kan akışının azaldığını gösterir. Yani kan dokulara, hücrelere, organlara, sistemlere ve vücudun her yerine oksijen taşır. Bu hücre yanma ürününden karbon gazını alır ve onu soluk verme esnasında atması için ciğerlere geri gönderir.
Bu işlem oksijeni taşır, karbon gazını alır. Bu sebeple bilim adamları alyuvar hücresini doğumundan ölümüne kadar asla yorulmak bilmeyen bir hamal olarak adlandırırlar.
Dikkat çekici olan bir şey de bu hücrelerin beş günde üretilmeleridir. Bir alyuvar hücresinin üretimi üç ila beş gün sürer.
Daha önce de belirttiğim gibi: Alyuvar hücresi üretim alanı kemik iliğidir, saniyede iki buçuk milyon hücre üretilir. Bu konuda en aktif merkezler omurga sonra göğüs tüyleri sonra göğüs kemiği en son da kol ve bacak kemikleridir. Ancak Allah Subhanehu ve Teala bu üretim merkezleri için yedek merkezler de yaratmıştır. Eğer bunlardan biri işini durdurursa, alyuvar hücresi üretimi için dalak ve karaciğer devreye girer. Kemik iliği çalışırken dalak ve karaciğer alyuvar hücreleri için
bir depo haline gelir. Karaciğer böbrek üstü bezlerinden kana kırmızı kan hücresi salması emrini alırsa, onları depodan çekerek çıkarır ve salar. Eğer üretim merkezleri çalışmayı durdurursa karaciğer ve dalak alyuvar üretim laboratuvarına dönüşür. Çarpıcı olan bir şey daha, kişinin belirli bir kan miktarına sahip olmasıdır. Bu günlerde hacamat yaptırdığını veya kan bağışında bulunduğunu varsayarsak, yirmi dört saat içinde kan normal miktarına geri döner.
Peki mekanizmaya ne oldu? Kanı sürekli izleyen son derece hassas bir merkez olduğunu ve bu merkezin de böbreklerde olduğunu söylemiştik. Kan miktarı azaldığında, olması gereken miktarın altına düştüğünde, bu merkez alyuvar hücresi üretim bölgelerine hormonal bir emir göndererek üretimi iki katına çıkarmalarını ister.
Yine kan miktarı normal sınırın üzerine çıkarsa ve tansiyon yükselirse, kişi tehlikeli bir duruma girerse, o zaman da bu merkez alyuvar hücresi üretim bölgesine üretimi azaltması emrini verir. İşte bu yüzden Resulullah (s.a.v.) bize hacamat yaptırmamızı emretmiştir. Neden mi? Önceki derste konuştuğumuz birçok sebebi vardır. 
Migren, baş ağrısı, kan pıhtılaşması, kan miktarı artışı konuları, hadiste şöyle buyruluyor:
(( مَنْ أَرَادَ الحِجَامَةَ فَلْيَتَحَرَّ سَبْعَةَ عَشَرَ، أَوْ تِسْعَةَ عَشَرَ، أَوْ إِحْدَى وَعِشْرِينَ، وَلاَ يَتَبَيَّغْ بِأَحَدِكُمُ الدَّمُ فَيَقْتُلَهُ ))
“Hacamat yaptırmak isteyen kişi on yedi, on dokuz veya yirmi birinci günü seçsin. Birinizi kan tutup da onu öldürmesin.”
[ İbn Mace Enes (r.a.)’dan nakletmiştir ]
Hacamat ve Aplastik Anemi:
“Tabîğ (klasik literatür)” kanın ani fışkırmasıdır. Fakat asıl neden, atardamarlarda kan miktarı azaldıkça üretim merkezleri daha yüksek performans gösterir. Alyuvar hücreleri merkezleri kan miktarı azaldığında daha fazla çalışır. Şöyle ki aplastik anemi denen tehlikeli bir hastalık vardır.
Nasıl ki böbrekler çalışmayı tamamen durdurur. Buna böbrek fonksiyonlarında ani düşüş denir.Aynı şekilde kemik iliği de birden sebepsiz bir şekilde alyuvar üretimini durdurur. Bilim adamları halen bunun sebebini bilemiyor ve diyorlar ki, bu hastalığın bilinmeyen bir sebebi vardır, aplastik anemi. Rasulullah (s.a.v.) heva ve hevesinden konuşmaz. Bize her sene bir ya da iki kez hacamat yaptırmamızı emretmiştir. Çünkü atardamarlardaki kan azalması böbreklerdeki kan kalibrasyon merkezini harekete geçirerek daha fazla üretim yapması için merkezleri uyarır. Bu da onu harekete geçirir ve kişiyi ani ölümden korur. Hacamat kemik iliğindeki kan hücresi merkezlerinin korunmasını sağlar. 
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
(( مَنْ أَرَادَ الحِجَامَةَ فَلْيَتَحَرَّ سَبْعَةَ عَشَرَ، أَوْ تِسْعَةَ عَشَرَ، أَوْ إِحْدَى وَعِشْرِينَ، وَلاَ يَتَبَيَّغْ بِأَحَدِكُمُ الدَّمُ فَيَقْتُلَهُ ))
“Hacamat yaptırmak isteyen kişi on yedi, on dokuz veya yirmi birinci günü seçsin. Birinizi kan tutup da onu öldürmesin.”
[ İbn Mace Enes (r.a.)’dan nakletmiştir ]
Asıl mesele böbrekler ve tansiyon arasında net bir ilişki olmasıdır. Denir ki: Birden tansiyonu yükseldi, bunun sebebi böbrek iltihabıydı. Peki böbrek iltihabı ile yüksek tansiyonun arasında ne gibi bir bağlantı vardır? Çünkü kan kalibrasyon merkezi böbreklerdedir.
﴾ هَذَا خَلْقُ اللَّهِ فَأَرُونِي مَاذَا خَلَقَ الَّذِينَ مِنْ دُونِهِ بَلْ الظَّالِمُونَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ(11) ﴿
“İşte bunlar Allah’ın yarattıklarıdır. Şimdi gösterin bana, O’ndan başkası ne yaratmış? Hayır, zalimler açık bir sapkınlık içindedirler.”
[ Lokman Suresi: 11 ]
Ne yaptılarsa.
﴾ وَتَرَى الْجِبَالَ تَحْسَبُهَا جَامِدَةً وَهِيَ تَمُرُّ مَرَّ السَّحَابِ صُنْعَ اللَّهِ الَّذِي أَتْقَنَ كُلَّ شَيْءٍ إِنَّهُ خَبِيرٌ بِمَا تَفْعَلُونَ(88) ﴿
“Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. Hâlbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
[ Neml Suresi: 88 ]
Allah Subhanehu ve Teala bize bu ayette bakmamızı emretmiştir. Buyuruyor ki:
﴾ وَفِي أَنفُسِكُمْ أَفَلَا تُبْصِرُونَ(21) ﴿
“Hatta kendinizde de. Hiç görmüyor musunuz?”
[ Zariyat Suresi: 21 ]
Kan hastalıkları tam uzmanlık ister:
Bir gün bir kitapçının önünde durdum ve üzerinde “Kan Hastalıkları” yazan 1000 sayfadan fazla bir kitap buldum. Dedim ki Suphanallah! Tam bir uzmanlık! İnsana bilimsel anlamda üstün bir seviye verir. Çünkü kişi kan hastalıklarını biliyordur.
Bilim insanları şimdilerde şöyle diyor: Bir alyuvar hücresi üretilirken çekirdeğini kaybeder. Çekirdeği kaybolan tek hücre budur. Oysa hiçbir hücre çekirdeksiz çalışamaz. Bunun hikmeti halen bilinmiyor. Allah Subhanehu ve Teala bizi düşünmeye davet ediyor.
﴾ فَلْيَنظُرْ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ(5) خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ(6) يَخْرُجُ مِن بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ (7) ﴿
“İnsan neden yaratıldığına bir baksın. O, atılan bir sudan yaratıldı. O su, bel ve göğüs kafesi arasından çıkar”
(Tarık Suresi: 5-7)
Kaynak:
Ayrıntılı Tefsir – Nahl Suresi 016 – Ders (14-21): 62-69. Ayetlerinin tefsiri, Allah’a yakışmayan bir sıfatı O’na yüklemek